Bağımsızlığa Doğru -1



Bazıları, hiçleşme arzusunun insanı eziyetten hoşlanmaya (mazoşizme) götürdüğünü öne sürmüşlerdir. Ancak daha önce de söylediğim gibi, eziyetseverlik ancak "kendimi, başkasının gözündeki nesnelliğimle büyülemeye” çalıştığım zaman söz konusu olabilir, yani öznenin bilinci ben’e doğru dönüp onu aşağılanmış durumda yakalamaya çalıştığı zaman. Oysa, sevdalı kadın, kendi ben’i içinde yabancılaşmış, kendine hayran biri aracılığı ile kendi dar sınırlarını aşmak, sınırsız olmak için yanar tutuştur. Kendini kurtarmak için teslim olur aşk’a; ancak putlaştırıcı aşkın aykırılığı şuradadır ki, sevdalı kadın, kendisini kurtarmak isterken bir de bakarsınız ki kendi varlığını bütünüyle yadsımış. Duygusu sofuca(gizemci) bir boyut kazanır; tanrıdan artık kendisine hayran olmasını, kendisini onaylamasını beklemez; onun varlığında erimek, onun kollarında kendinden geçmek ister. “Bir aşk ermişi olmak isterdim, diyor Madam D’agoult. Böyle çileci coşkunluk ve çılgınlık anlarında, kendini dine adamış insanları kıskanıyorum.” Bu sözlerde ortaya çıkan şey, sevgiliyle seveni ayıran sınırların yıkılması, ben’in kökünden yok edilmesi arzusudur; bu bir eziyetseverlik değil, coşku içinde birleşme, bir olma düşüdür: “O çağda, gelip bu dünyadaki en büyük arzunuz nedir deseler, hiç çekinmeden: onun ruhunu besleyen kaynak, içini ısıtan alev olmak, derdim.”

Kadın 2. Cins - Bağımsızlığa Doğru / Simone de Beauvoir  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yaşama Sanatı: Dünya Tinsel Geleneklerinde Gündelik Hayatın Estetiği by Crispin Sartwell

po r no grafi